BOŞANMA DAVALARINDA HANGİ OLAYLAR AF OLARAK KABUL EDİLİR?
TMK 161. Madde de düzenlenen Zina ve 162. Maddede düzenlenen hayata kast,pek kötü ve onur kırıcı davranış nedeniyle açılan boşanma davalarında af hususu açıkça düzenlenmiş olup, maddede af eden eşin dava hakkı olmadığı belirtilmiştir.
Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile açılan davalarda, af konusu madde de açıkça düzenlenmemiştir. Ancak Yargıtay uygulamalarına göre, affa uğradığı kabul edilen davranışlar nedeniyle karşı tarafa kusur yüklenmesi mümkün değildir.
YARGITAY UYGULAMALARINA GÖRE NELER AF OLARAK KABUL EDİLİR?
-Taraflar boşanma davasında kusur olarak dayandıkları olaydan sonra barışmış ve evlilik birliği devam etmişse bu olaylara kusur olarak dayanamazlar.
“Her ne kadar mahkemece davalı erkek eşin, eşine şiddet uyguladığı, eşine ve ailesine hakaret ettiği sabit kabul edilse de, taraflar meydana gelen bu olaylardan sonra barışmış, ayrı bir eve taşınarak evlilik birliğini devam ettirmişlerdir. Davacı, davalının kusurlu davranışlarını affetmiş, en azından hoşgörü ile karşılamıştır.” 2. Hukuk Dairesi 2014/16705 E. , 2015/2460 K.
-Barışma niyetini dile getiren, eşini sevdiğini beyan eden, ortak yaşama dönme çağrısında bulunan eş o tarihe kadar ki kusurlu davranışları af ermiş sayılır. Yargıtay bu konuda barışma girişimi ile af konusunu birbirinden ayırt etmekte olup sadece barışma girişimi olan olaylar af olarak kabul edilmemektedir.
“…. mesaj içerikleri ve mesajda kullanılan ifadeler nazara alındığında, davalı-karşı davacı kadının eşinin kusurlu eylemlerini açıkça affettiği, eşinden ayrılmak istemediği, birlikte yaşamaya devam etmek istediği, hatta eşinin kendisini affetmesini beklediği, bu yönde talepte bulunduğu sabittir. Mesaj içerikleri barışma girişiminin ötesinde açıkça af iradesini yansıtmakta olup, mesajlar davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasından sonra kadın tarafından eşine gönderilmiştir. O halde davalı-karşı davacı kadın tarafından, dava ve karşı davada iddia edilen hususlar affedilmiş en azından hoşgörü ile karşılanmıştır. Bu sebeple davalı-karşı davacı kadının mesajlarından önceki hususlar davacı-karşı davalı erkeğe kusur olarak yüklenilemez.” 2. Hukuk Dairesi 2022/1714 E. , 2022/7684 K.
-Eşlerin kusur olarak dayandıkları olaylardan sonra evliliği sürdürmek için aynı konutta yaşamaya devam etmelerini af olarak kabul etmektedir.
“….. davalı-karşı davacı erkeğe kusur olarak yüklenen “Eşini darp ettiği” vakıasından sonra tanık Nebiye beyanından anlaşıldığı üzere tarafların bir arada yaşamaya devam ettikleri, bu nedenle bu vakıanın kadın tarafından affedildiğinin, en azından hoşgörü ile karşılandığının kabulü gerekeceğinden, 2. Hukuk Dairesi 2020/1896 E. , 2020/3269 K.”
-Açılan boşanma davasından feragat edilmesi halinde feragat tarihinden önceki olaylar af edilmiş sayılmaktadır. Ancak anlaşmalı boşanma davasından feragat, af olarak kabul edilmemektedir.
“…..-Davalı-davacı kadın davasından feragat ettiğine göre erkeğin kusurlu davranışlarını affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığının kabulü gerekmektedir. Affedilen veya hoş görülen olaylar erkeğe kusur olarak yüklenemez.” 2. Hukuk Dairesi 2022/1032 E. , 2022/3434 K.
-Eşin eve dönmesi için terk ihtarı çekmek , ihtardan önce gerçekleşen olayların af edildiği anlamına gelir.
“…… Eşine terk ihtarında bulunan taraf; varsa, eşinin ihtar tarihine kadar olan bütün kusurlu davranışlarını affetmiş en azından hoşgörüyle karşılamış sayılır. Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesine dayalı olarak açılan bir davadan önce, eşlerden biri tarafından, yukarıda belirtilen nitelikte gönderilmiş bir terk ihtarı mevcut ise; ihtar eden, eşinin ihtar tarihinden önceki kusurlu davranışlarına boşanma sebebi olarak dayanamaz.” 2. Hukuk Dairesi 2013/8770 E. , 2013/23271 K.
-Eşlerin boşanma davalarında kusur olarak dayandıkları olaylardan sonra birlikte tatile çıkmaları, otelde kalmaları gibi durumlarda, bu olayları af ettikleri kabul edilmektedir.
“……. tarafların 2012 yılından beri ayrı yaşadıkları ve ayrı yaşama döneminde 2016 tarihinde aynı otelde kaldıkları, bu hale göre de var ise karşılıklı birbirlerine yönelik önceki kusurları affettikleri, en azından hoşgörü ile karşıladıkları, bu tarihten sonra gerçekleşen başkaca bir kusurun varlığının da ispat edilemediği anlaşılmaktadır. “2. Hukuk Dairesi 2021/6658 E. , 2021/8169 K.