DEVRE TATİL SÖZLEŞMESİNİN UNSURLARI

Anasayfa » Kira & Kat Mülkiyeti ve Gayrimenkul Hukuku » DEVRE TATİL SÖZLEŞMESİNİN UNSURLARI
Devre Tatil Sözleşmesi

DEVRE TATİL SÖZLEŞMESİ

Devre tatil sözleşmesi 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 50. Maddesi ve 14.01.2015 tarihli Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliğinin (m.4/d) tanımlanmıştır. Bu hükümlere göre devre tatil sözleşmesi, “bir yıldan uzun süre için kurulan ve tüketiciye bu süre zarfında birden fazla dönem için bir veya birden fazla sayıda gecelik konaklama imkanı veren sözleşmeler” şeklinde düzenlenmiştir.

TKHK anlamında devre tatil sözleşmesinden bahsedilebilmesi için aranan unsurlar, (i) sözleşmenin bir yıldan daha uzun süre için kurulması, (ii) bu süre zarfında birden fazla dönem için, (iii) tüketiciye bir veya daha fazla sayıda gecelik konaklama imkânı tanınması olarak belirlenmiştir . 

7392 sayılı Kanunun 8 inci maddesiyle 01/04/2022 tarihinde yürürlüğe girmek üzere 6502 sayılı yasanın 50. maddesinde değişiklikler yapılmıştır. Buna göre; “(2) (Değişik:24/3/2022-7392/8 md.) Devre tatil sözleşmeleri ile sağlanan hakkın şahsi veya ayni bir hak olması ya da devre tatil satışının finansal kiralama ile yapılması bu maddenin uygulanmasını engellemez. 23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun sekizinci bölümü hükümleri kapsamında kurulan devre mülk hakkı veren sözleşmeler hariç olmak üzere, tüketicilerle mülkiyet payına bağlı ayni hak sağlayan devre tatil sözleşmesi kurulamaz. Kooperatif veya ticaret şirketi ortaklığı ya da dernek veya vakıf üyeliği suretiyle devre tatil hakkı tanınamaz. Devre tatile konu mal üzerinde ayni hak sahibi olmayanlar devre tatil satışı yapamaz.”

Değişiklik Kanunu ile, ön ödemeli devre mülk satışlarında, satışın kooperatif, ticaret şirketi ya da dernek veya vakıf üyeliği suretiyle yapılması yasaklanarak paravan şirketlerle tüketicinin mağdur edilmesinin önüne geçilmesini planlanmıştır. Bu kapsamda; 1 Nisan 2022 tarihinden itibaren devre mülk satışları yalnızca finansal kiralama yoluyla ve devre tatil sözleşmeleri ile yapılabilmektedir

Yeni düzenleme ile birlikte artık 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nu uyarınca kurulan devre mülk hakkı sözleşmeleri hariç tüketicilerle mülkiyet payına bağlı ayni hak sağlayan devre tatil sözleşmesi imzalanması yasaklanmıştır. Yine tüketiciyi korumak adına devre tatil sözleşmesine konu olan taşınmaz üzerinde ayni hak sahibi olmayanların devre tatil sözleşmesi imzalaması da yasaklanmıştır.

DEVRE TATİL SÖZLEŞMESİNİN UNSURLARI 

1.TARAFLAR 

Taraflar arasında yapılan devre tatil sözleşmeleri, tüketici işlem niteliğindedir10. Tüketici işleminin özellikleri ise özetle aşağıdaki unsurlardan oluşur : (i) Taraflardan birinin tüketici olması gerekir, (ii) Taraflardan birinin ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden kişiler olması gerekir, (iii) Bir mal edinme veya bir malı kullanma yahut bir hizmetten yararlanma edimlerinden en az birini içermelidir. Tüketici işleminin tanımı doğrultusunda bu işlemin taraflarından birinin mutlaka tüketici olması gerekir. Karşı taraf ise sağlayıcı olmalıdır. Devre tatil sözleşmelerinin iki tüketici ya da iki sağlayıcı arasında yapıldığı durumlarda, sözleşme niteliği itibari ile tüketici işlemi sayılmaz. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 30.09.2020 Tarih 2016/17076 E., 2020/ 5660 K. Sayılı ilamında; “…Dava, davalı yükleniciden temlik alınan kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir. 

28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Konut satış sözleşmeleri ile devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır. 6502 sayılı Kanunun 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı Yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bu hukuki işlemin 6502 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Somut olayda davacı, davalıdan iki adet daire satın aldığını ve bedelinin ödediğini, ancak tapularının verilmediğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminatın tahsilini istemiş, mahkemece davacının iki adet daire satın alması sebebiyle tüketici kabul edilemeyeceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş ise de, sadece satın alınan dairenin sayısı dikkate alınarak davacının tüketici kabul edilmemesi yerinde değildir. Konut alım-satımına dair uyuşmazlıkların 6502 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilebilmesi için tüketicinin malı satın alma amacı çok büyük önem taşımaktadır. Eldeki davada, olayın 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığı, davalının satıcı sağlayıcı, davacının ise konut amaçlı iki adet daire satın alan tüketici sıfatının bulunduğu açık olmakla davaya bakmakla Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu anlaşıldığından, yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,…” karar verilmiştir. 

2.SÖZLEŞMENİN SÜRESİ 

6502 sayılı TKHK m.50 ve Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği m.4’te devre tatil sözleşmelerinin bir yıldan uzun süre için kurulmasını aramaktadır. İlgili maddelere göre devre tatil sözleşmeleri, “bir yıldan uzun süre için kurulan…” şeklinde düzenlenmiştir. Bu sebeple, taraflar arasında yapılan devre tatil sözleşmesinin bir yıldan az olmayacak şekilde yapılması zorunludur15. 6502 sayılı TKHK’ da devre tatil sözleşmelerinin süresine ilişkin bir alt sınır düzenlenmiş ancak sözleşme süresinin üst sınırı konusunda herhangi bir düzenleme öngörülmemişti ancak, 24.03.2022 tarihinde 7392 Sayılı kanunun 8/9. Maddesi ile yapılan ve 01.04.2022 tarihinde  yürülüğe giren değişiklik ile devre mülk hakkı veren sözleşmeler hariç olmak üzere, devre tatil sözleşmeleri en fazla on yıl için kurulabileceği hüküm altına alınmıştır. 

3.SÖZLEŞMENİN İÇERİK VE ŞEKİL ŞARTLARI 

Devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmelerine ilişkin şekil şartları temel olarak 6502 sayılı TKHK ile DTY’ de düzenlenmiştir. Söz konusu sözleşmeler, bahsi geçen mevzuatta yer almakta olan şekil şartlarını içermelidir. Bu bağlamda, 6502 sayılı TKHK ve DTY’ ye göre devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri; (i) yazılı olması, (iii) sağlayıcı tarafından bir ön bilgilendirme formunun sunulmasının zorunlu olması, (iv) tarih ve imza bulundurması, (v) sorumsuzluk kaydının bulunması, hususlarının tümünü barındırmalıdır. Aksi taktirde geçersiz sayılırlar. 6502 Sayılı Kanun m. 50/4 gereğince, “Devre tatil sözleşmeleri, uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri, değişim sözleşmeleri ve satıcı veya sağlayıcının devre tatil veya uzun süreli tatil hizmetinin alınıp satılması yeniden satış sözleşmelerinin kurulmasından en az bir gün önce, Bakanlıkça belirlenen hususları içeren ön bilgilendirme formunun tüketiciye verilmesi zorunludur.” Ön bilgilendirme formunun şekil şartı ve zorunlu unsurları, Ticaret Bakanlığı tarafından çıkarılan DTY m. 5’te düzenlenmiştir. Buna göre; ön bilgilendirme formu, en az on iki punto büyüklüğünde yazı ile yazılmış, anlaşılabilir bir dilde, açık, sade ve okunabilir şekilde düzenlenmiş olmalıdır. Bu sözleşmelerde satıcı/sağlayıcı, tüketicinin kendi el yazısıyla sözleşme tarihini yazmasını ve de sözleşmeyi imzalamasını sağlamakla yükümlüdür. Fakat mesafeli satış yöntemiyle kurulan sözleşmeler bu hükümden müstesnadır. Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği’nin “sorumsuzluk kaydı” başlıklı kısmında belirtildiği üzere “Sözleşme metninde veya müstakil herhangi bir belgede yer alan ve tüketicinin bu Yönetmelikten kaynaklanan haklarını kullanmaktan feragat ettiğine veya satıcı veya sağlayıcının yükümlülüklerini sınırladığına ya da ortadan kaldırdığına dair kayıtlar geçersizdir” hükmü ile sorumsuzluk kaydı unsuru düzenlenmiştir . 

DTY m. 5’ te yazılı sözleşmede bulunması öngörülen diğer zorunlu unsurlar da belirtilmiştir. İlgili hüküm uyarınca, ön bilgilendirme formunda yer alacak olan bilgilerin ilaveten, tüketicinin ad ve soyadı, iletişim bilgileri, açık adresi, tarafların sözleşmeyi imzaladığı yer ile sözleşmenin imzalandığı tarih bilgilerinin sözleşmede yer alması zorunludur. Ayrıca, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin bir nüshasının tüketiciye verilmesi de zorunludur. İlgili sözleşmenin bir nüshasının tüketiciye teslim edildiği hususunu ispatla mükellef olan taraf satıcı/sağlayıcıdır. Devre tatil ve uzun süreli tatil hizmetlerinden doğan sözleşmelerinden doğan tatil haklarının mevzuatta öngörülen şekle aykırı olmasına ilişkin hukuki sonuçlar DTY’ de düzenlenmiştir. Söz konusu yönetmelikteki m. 10 gereğince aynı yönetmeliğin altıncı maddesine aykırı olarak düzenlenmiş olan bir sözleşme söz konusu olduğunda, tüketici on dört günlük cayma hakkı süresi ile bağlı olmayacaktır. 

Şekle aykırılık sebebi ile cayma hakkı süresinin sona erdiği tarihten itibaren üzere bir yıl süre ile uzayacaktır. Bu bir yıllık süre içerisinde söz konusu şekle aykırılık düzeltilmezse, 14 günlük süre ilgili şekle aykırılığın yerine getirildiği tarih itibariyle işlemeye başlayacaktır. 

3. DEVRE TATİL SÖZLEŞMESİNİN HUKUKİ NİTELİĞİ 

Devre tatil sözleşmelerinin temelinde ödenen belli bir bedel karşılığında, sözleşme süresince yararlanılan konaklama ve tatil hizmetleri bulunur. Bu doğrultuda, devre tatil hakkına sahip kişinin bedel ödeme borcu bulunurken, devre tatil sağlayıcısının da devre tatile konu tesislere bakma, onarma, işletme, sözleşmede belirlenen devre sürelerinde konaklama imkanı sunma ve devre tatil hak sahibi kişiye adeta bir otel hizmeti veriyormuş gibi yemek, sosyal aktiviteler, temizlik gibi borçları bulunur. Görüldüğü üzere, devre tatil sözleşmelerinde hizmet unsuru daha ön plandadır.

Devre tatil sözleşmeleri, kanunda düzenlenmiş sözleşme unsurlarından azami ölçüde yararlanılarak oluşturulur. Ancak birleştirme şeklinin kanuni düzenlemelerden farklı olduğu görülmektedir. Bu sebepten dolayı öğretide ağırlıklı olarak devre tatil sözleşmelerinin isimsiz sözleşmelerin bir türü olan karma sözleşmeler sınıfına girdiği kabul edilmektedir. Nitekim, Yargıtay’ın da devre tatil sözleşmelerinin karma sözleşme olduğu yönünde kararları bulunmaktadır. 

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 27.05.2021 Tarih, 2017/2517 E. , 2021/628 K. Sayılı İlamı ;

“Dünya turizm sektöründe “Timeshare” olarak adlandırılan ve son yıllarda önemli bir yükseliş göstererek turizm sektörünün ulusal ve uluslararası seviyede dinamik bir alanını oluşturan “devreli tatil sistemleri” ülkemizde daha çok, sıkı koşullara (şekil, taşınmazın niteliği vb.) bağlı, sahibine aynî hak sağlayan “devre mülk sözleşmeleri” ve devre mülk sözleşmelerine göre daha kolay hayata geçirilen ve fakat yalnızca şahsî hak doğuran “devre tatil sözleşmeleri” şeklinde uygulanmaktadır. */