Sigorta Tahkim Komisyonu Çerçevesinde Yargılama Usulü

Anasayfa » Sigorta Hukuku » Sigorta Tahkim Komisyonu Çerçevesinde Yargılama Usulü

Sigorta Tahkim Komisyonu Çerçevesinde Yargılama Usulü

Tahkim, anlam olarak uyuşmazlıkların devletin organize ettiği mahkemeler nezdinde değil de özel kişiler tarafından çözüme kavuşturulmasına tekabül etmektedir.

Dünya üzerinde günümüzde birçok alternatif tahkim yolu bulunmakla beraber tahkimin önemi her geçen gün artmaktadır.

Sigorta Tahkim Komisyonu ise anlaşılacağı üzere sigorta temelli uyuşmazlıkların çözümünün özel kişilerce gerçekleştirilebilmesi amacıyla Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği bünyesinde Sigortacılık Kanununun 30’uncu maddesi ile İstanbul merkezli olarak kurulmuş ve faaliyet göstermektedir.

1. Sigorta Tahkim Komisyonu İç Yapısı

Sigorta Tahkim Komisyonunun iç yapısı Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik m.5 kapsamında açıklanmış olup;

  1. Sigorta Tahkim Komisyonu,
  2. Sigorta Tahkim Komisyonu Başkanlığı,
  3. Komisyon Müdür ve Müdür Yardımcıları,
  4. Büro Müdür ve Müdür Yardımcıları,
  5. Raportörler,
  6. Diğer Çalışanlardan ibarettir

Sigorta Tahkim Komisyonu Başkanlığı, bir Bakanlık temsilcisi, iki birlik temsilcisi, bir tüketici derneği temsilcisi ile Bakanlıkça belirlenecek bir akademisyen hukukçu temsilcinin katılımı ile iki yıllığına görev alır.

Tüketici derneği temsilcisinden kasıt Türkiye’de en fazla üyeye sahip tüketici derneğinin önereceği üç aday arasından Bakanlıkça seçilen kişidir. En fazla üyeye sahip olma koşulu için her atama esnasında İçişleri Bakanlığından görüş alınır.

Bakanlıkça seçilecek olan akademisyen hukukçunun, sigorta hukuku, hukuk usulü veya medeni hukuk alanlarından en az birinde olmak kaydıyla doktor öğretim üyesi veya daha üst bir unvanı olması gerekir.

2. Sigorta Tahkim Komisyonuna Başvuru Şartları

Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurabilmek için Sigortacılık Kanunu m. 30 ve STY m.16 çerçevesinde bir değerlendirme yapmak gereklidir. Hüküm bağlamında Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurabilmek için;

  1. Uyuşmazlığın söz konusu olduğu şirketin STK üyesi olması (zorunlu sigortalar hariç),
  2. İlgili sigorta şirketine uyuşmazlık konusuna dair bir başvuru yapılmış ve bu başvurunun 15 gün içerisinde cevapsız bırakılması ya da kısmen veya tamamen reddedilmiş olması,
    • Uyuşmazlığın ayrıca aynı anda bir başka yargı yoluna intikal etmemiş olması, Sigortacılık Kanunu m.30/14, “Mahkemeye ve Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri uyarınca Tüketici Sorunları Hakem Heyetine intikal etmiş uyuşmazlıklar ile ilgili olarak Komisyona başvuru yapılamaz.”
    • Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik m.16/2(b), “Uyuşmazlığın mahkemeye, Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre tahkime ya da Tüketici Sorunları Hakem Heyetine intikal edip etmediğinin ilgilinin beyanı esas alınarak tespiti.” Şartları gözetilir.

Bununla beraber uyuşmazlığın tarafı olan şirketin STK üyeliğinden sonra gerçekleşen sözleşmeler kapsamında başvurulabileceğini ve artık başvuran açısından uygun koşullar söz konusu ise sözleşme kapsamında özel bir hükme yer verilmesine gerek olmadığını da belirtmek gerekir. Ancak STK üyeliği şartının istisnası zorunlu sigortalardır. Sigorta şirketinin STK üyesi olup olmadığına bakılmaksızın STK başvurusu yapılabilir.

3. Tahkime konu Edilebilecek Sigorta Sözleşmesi İhtilafları

 

Öncelikle belirtmek gerekir ki genel yargı yollarının (Asliye Hukuk, Asliye Ticaret, Tüketici Mahkemeleri vb.) görev alanları, STK kapsamına göre çok daha geniştir.

Sigorta uyuşmazlıklarının yalnızca sigorta şirketi ve sigorta ettiren, sigortadan yararlanan veya sigortalı ile sigorta konusu çerçevesinde sınırlı olmadığı göz önünde bulundurularak sigorta şirketleri arasında veya bu şirketler ile aracılık faaliyetleri gerçekleştirenler, reasürörler, destek hizmet sağlayıcıları arasında meydana gelebilecek uyuşmazlıklar STK kapsamında nihayete kavuşturulamaz.[1]

 

4. Sigorta Tahkim Anlaşması

Sigorta şirketlerinin sigorta ettiren taraflar ile yapmış olduğu sigorta sözleşmesi çerçevesinde veya haricinde özel bir anlaşma ile STK yetkili kılınabileceği gibi STK başvuru şartı olarak özel bir hüküm ile STK anlaşması aranmaz. Yanı sıra sigorta ettirenin bu hakkından önceden feragat etmesi de geçerlilik arz etmez.[2]

Tahkim anlaşmasının taraflar arasında uyuşmazlık ortaya çıktığında kendiliğinden meydana geldiği varsayımı da mevcuttur.[3] Sigorta şirketinin, STK üyeliği sonrasında yapmış olduğu tüm sözleşmelere ilişkin uyuşmazlıklarının örtülü şekilde STK tarafına yönlendirilebileceğini kabul ettiği varsayılabilir. Bu husus açıkçası icap ve kabul mantalitesi ile ortaya çıkmaktadır. Şöyle ki, sigorta şirketinin STK üyesi olması artık uyuşmazlıkların çözümü bağlamında sözleşmenin karşı tarafına bir icap niteliğinde olup ilgili tarafın da mezkûr uyuşmazlığa ilişkin STK başvurusunda bulunmasının icabı kabul anlamına tekabül ettiği şeklinde yorumlanabilmektedir. Bu noktada tahkim anlaşmasının STK’ya yapılan başvuru esnasında geçerli şekilde var olduğunu söylemek mümkündür.[4]

Ek olarak belirtilmelidir ki STK başvuruları sonrası uyuşmazlık için görevli kılınan hakemlerin yetkisi, böylece hem kanuni hem de tarafların örtülü iradeleri ile meydan gelmektedir.

5. Sigorta Tahkim Komisyonu Usulü

Sigorta Tahkiminin İşleyişine İlişkin Yönetmelik kapsamında tahkim sisteminin işleyişi ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Sigorta Tahkim Komisyonu başvuru için öncelikli olarak yukarıda da değinildiği üzere sigorta şirketine başvurulmuş olması gerekmektedir. STK başvurusunun esas sebebi şirkete yapılmış olan başvurunun en az 15 gün cevapsız kalması ya da kısmi veya tamamen reddidir. Sigorta şirketinden gelen red cevabı yahut 15 gün içerisinde gelmeyen cevaba ilişkin belgenin başvuruya eklenmesi gerekmektedir.

  • Uygun şekilde yapılan başvurunun ardından uyuşmazlığa ilişkin bir ön inceleme gerçekleştirilmesi adına uyuşmazlık konusundaki uzmanlığına göre bir raportöre tevdi edilir.
  • Raportör tarafından başvuru STİY m.16/2 çerçevesinde incelenir. Bu aşamada yukarıda değinmiş olduğumuz başvuru şartlarına göre uygun bulunmayan başvurular başvuru sahibine bildirilerek yatırılmış olan başvuru ücretinin 90%’ı iade edilir. Ücret iadesi, ön inceleme safhasına henüz gelinmeden geri çekilen başvurular için de aynı şekilde geçerlidir.
  • Ön incelemeyi tamamlayan raportör akabinde uyuşmazlığın çözümü için gerekli olan bilgi ve belgelerdeki eksiklikleri kontrol eder. Uyuşmazlığın belge ve bilgi eksikliğinden kaynaklandığı anlaşılırsa raportör tarafları bilgilendirerek başvuru ücretinin 50%’sini başvuru sahibine iade eder.
  • Raportörün dosyaya ilişkin incelemesi 15 gün içinde tamamlanmak zorundadır. Sonrasında bu şekilde sonuç alınamayan dosyaya rapor yazılarak büroya gönderilir. Büro gerekli görürse raporla beraber dosyayı ilgili komisyon merkezine tevdi eder.
  • Komisyon merkezi uyuşmazlığın miktarına göre heyet oluşturulup oluşturulmaması gerektiğine yönelik bir karar verir. Burada maddi ölçüt, yönetmelikte de yer aldığı şekliyle 15.000,00-TL’dir. 15.000,00-TL ve üstündeki miktarlarda heyet oluşturulması zorunludur. Hukukçu birinin de listede yer alması halinde en az biri hukukçu olacak şekilde asgari üç kişiden oluşan bir heyet oluşturulur.
  • Dosya, uyuşmazlık konusunun hayat sigortası ya da hayat dışı sigorta olmasına göre sınıflandırılmasından sonra tarafsızlık taahhütnameleri de göz önünde bulundurularak hakem seçimi genel listeden usulüne uygun şekilde yapılır. Genel listede söz konusu uyuşmazlık için aranan bir uzmanlık en üst sırada değilse sıradaki uygun uzmanlığı olan hakem atanır. Atanan hakem veya hakemler uyuşmazlık taraflarına derhal bildirilir.
  • Taraflarca açık muvafakat verilerek süre uzatılmadığı müddetçe hakemler söz konusu uyuşmazlığa ilişkin görevlendirildikleri tarihten itibaren, en geç 4 ay içerisinde karar vermek zorundadır.
  • Hakemin mevcut uyuşmazlığın çözümünde hukuk dışında, özel ve teknik bir bilgiye ihtiyaç duyması halinde talep üzerine veya re ’sen bilirkişinin oy ve görüşü için belirlenen listeden ilgili uzmanlığa göre bilirkişi tayini yapılır.
  • Kararda belirlenen vekalet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekalet ücretinin beşte biridir.
  • Hakem heyeti kararını Komisyon Müdürüne tevdi eder. Komisyon Müdürü ise ilgili kararı en geç 3 gün içerisinde taraflara bildirir ve onaylı örneğini saklar. Uyuşmazlık konusu 5.000,00-TL ve altında olan dosyalara ilişkin verilen kararlar kesindir. Ancak söz konusu miktarın üstünde kalan uyuşmazlık konusu miktarlar için taraflardan herhangi biri kararın bildiriminden itibaren 10 gün içinde itiraz başvurusu yapabilir.
  • Karardan sonraki itiraz merci İtiraz Hakem Heyeti’dir. Hakem kararına itiraz için gerekli itiraz başvuru ücreti ve başvuru formu ile beraber ilgili kararın İtiraz Hakem Heyeti nezdinde incelenmesi için itiraz başvurusu yapılır.
  • İtirazın usulüne uygun gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği İtiraz Komisyonu tarafından incelenir. Bu inceleme sonucunda itirazın değerlendirmeye alınamayacağı anlaşılırsa durum ilgiliye bildirilerek yatırılan itiraz başvuru ücretinin 90%’ı itiraz başvurusunda bulunan tarafa iade edilir.
  • İtiraz şekil şartlarını sağladığı takdirde hakem seçim usulünce İtiraz Hakem Heyeti atanır ve taraflara derhal bildirilir.
  • İtiraz Hakem Heyeti tarafından en geç 2 ay içerisinde gerekli incelemeler yapılarak itiraz karara bağlanır. Bu noktada söz konusu uyuşmazlık miktarı 40.000,00-TL ve üzerinde ise verilen karar Yargıtay’a itiraz konusu yapılabilmektedir. Ancak bu haddin altında kalan uyuşmazlıklar kesinleşir.

6. Sigorta Tahkim Komisyonlarının Hukuki Değerlendirmesi

Her ne kadar tahkim anlayışı kimi çevrelerce yetersiz bir sistem olarak görülse de hem alternatif bir yargı yolu niteliğinde olması sebebiyle hem de devlet mahkemelerinde uzun uzadıya gerçekleşen yargılama sürecini göze çarpıcı şekilde azaltmayı başarabilen bir usul olması sebepleriyle başarmaya çalıştığı adaleti nispeten zamanında gerçekleştirebilen bir usul olarak karşımıza çıkmaktadır.

Sonuç itibarla Sigorta Tahkim Komisyonunun yargılama usulüne etraflıca değinme fırsatı bulduktan sonra söylenmelidir ki adaletin gerçekleştirilebilmesi adına alternatif çözüm yollarının yanında alternatif yargılama usullerinin geliştirilmesi, akabinde uyuşmazlık taraflarının “seçimlik hukuk yolları” şeklinde vasıflandırabileceğimiz bir ekosisteme dahil olması, tarafların hukuka ne şekilde ihtiyacı varsa o şekilde seçip almasını sağlayabilmektedir. Bu noktada temennimiz seçimlik çözüm yollarının genişletilmesi ve efektif hale getirilmesi olacaktır.

 


Aykut Hukuk | Danışmanlık

2021©

Yararlanılan Kaynaklar

Topaloğlu M./ Dinç M./ Kanıbelli Adlığ Ö. vd., Sigorta Davaları, Seçkin Yayıncılık, 2018 Ankara

Özdamar M., Sigorta Hukukunda Uyuşmazlıkların Çözümünde Tahkim Sistemi, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 17 (2), 2013: 831-856.

Yılmaz S., Çavuşoğlu G., Türk Hukukunda Tahkim Sözleşmelerinin Geçerliliği ve Asimetrik ve Patolojik Tahkim Klozları, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 69 (3) 2020:1475-1504

(Sigorta Tahkim Komisyonu, 05.09.2019, 95894 – Lexpera)


Atıf Sırası

[1] Topaloğlu M./ Dinç M./ Kanıbelli Adlığ Ö. vd., Sigorta Davaları, Seçkin Yayıncılık, 2018 Ankara, s. 1631

[2] Özdamar, M. (2013). Sigorta Hukukunda Uyuşmazlıkların Çözümünde Tahkim Sistemi, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 17 (2), s. 840. 831-856. */