Vesayet (Vasi Tayini) Nedir?

Anasayfa » Genel » Vesayet (Vasi Tayini) Nedir?

VESAYET (VASİ TAYİNİ ) NEDİR?

“Vesayet”, küçüklerin ve kısıtlıların (mahcurların) korunması amacıyla, özel hukukta düzenlenen ve bir kamu hizmeti niteliği gösteren kurumdur. “Vasi” ise yasanın öngördüğü durumlarda, küçüklük ve kısıtlılık (hacir) nedeniyle bu tür kişilerin yararlarını korumak üzere sulh yargıcı tarafından atanan kanunî temsilciye denir (Ejder YILMAZ; Hukuk Sözlüğü, 2005, s.729 ve 739).

KİMLERE VASİ ATANIR? (VESAYETİ GEREKTİREN HALLER NELERDİR?

Kimlere vasi tayin edileceği TMK 404 ve devamı maddelerinde tek tek belirtilmiştir. Vesayeti gerektiren haller aşağıda belirtilen hallerdir.

  • Yaş küçüklüğü: TMK 404. Maddesine göre velayet altında olmayan her küçük vesayet altına alınır. Bazı hallerde küçüğün anne ve babası vefat etmiş veya gaipliklerine karar verilmiş veya hükümlü olmaları nedeniyle velayet haklarını kullanacak durumda olmayabilirler. İşte bu durumda olan 18 yaşından küçüklere vasi tayin edilmesi zorunludur. Görevlerini yaparken bu durumu öğrenen nüfus memurları, idari makamlar, noterler ve mahkemeler bu durumu yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadır.
  • Akıl hastalığı ve akıl zayıflığı: Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır. Bu durumda ilgili kişiler vasi tayin edilmesi için yetkili vesayet dairesine vasi tayin talebinde bulunabilirler. 

Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlamaya ancak resmi sağlık kurulu raporu üzerine karar verilir. (Ek 2. cümle: 06.12.2019 – 7196 S.K/Madde 52) Bu raporun tanzimi için gerektiğinde 436 ncı madde hükümleri uygulanır. Hakim, karar vermeden önce, kurul raporunu göz önünde tutarak kısıtlanması istenen kişiyi dinleyebilir.

  • Savurganlık, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, kötü yönetim: TMK 406. Madde gereğince Savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden her ergin kısıtlanır.
    • Özgürlüğü bağlayıcı ceza : Bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkum olan her ergin kısıtlanır. Cezayı yerine getirmekle görevli makam, böyle bir hükümlünün cezasını çekmeye başladığını, kendisine vasi atanmak üzere hemen yetkili vesayet makamına bildirmekle yükümlüdür. 
  • İstek üzerine: Yaşlılığı, engelliliği, deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat eden her ergin kısıtlanmasını isteyebilir. Bu durumda mahkeme kısıtlanmak istenen kişiyi dinlemeden kısıtlama kararı veremez.

VESAYET DAVASI USULÜ NASILDIR?

TMK’nın 409/1. maddesine göre savurganlık, alkol ve uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı ve kötü yönetimi veya isteği bağlı kısıtlama hallerinde, kısıtlanması söz konusu olan kişinin dinlenmesi zorunludur.

İkinci fıkrasına göre ise, bir kişinin akıl hastalığı ve akıl zayıflığı sebepleriyle kısıtlanması için, resmi sağlık kurulu raporu alınmış olmalıdır. Hâkim, bu sebeplerle kısıtlama kararı vermeden önce, kısıtlanması istenen kişiyi dinleyebilir.  Bir kimse dinlenilmeden savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, kötü yönetimi veya isteği sebebiyle kısıtlanamaz. Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlamaya ancak resmî sağlık kurulu raporu üzerine karar verilir. Hâkim, karar vermeden önce, kurul raporunu göz önünde tutarak kısıtlanması istenen kişiyi dinleyebilir.

VESAYET KARARININ İLANI

TMK’nın 410. maddesinin birinci fıkrasına göre, kısıtlama kararı kesinleşince, kısıtlının hem nüfusa kayıtlı olduğu yerde, hem de yerleşim yerinde hemen ilan edilir. Kısıtlama kararı kesinleşince hemen kısıtlının yerleşim yeri ile nüfusa kayıtlı olduğu yerde ilan olunur. Kısıtlama, iyiniyetli üçüncü kişileri ilandan önce etkilemez. 

VESAYET DAVASI YETKİLİ VE GÖREVLİ MAHKEME HANGİSİDİR?

Vesayet işlerinde yetkili mahkeme, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki mahkemedir. Görevli mahkeme ise Sulh Hukuk Mahkemesi (vesayet makamı) olarak düzenlenmiştir. Vesayete ilişkin davalar, basit yargılama usulüne tabi olup hasımsız olarak açılmaktadır. Basit yargılama usulüne tabi olduğundan adli tatil boyunca süreler işleyecek ve bu davalar adli tatilde görülebilecektir.

KİMLER VASİ OLABİLİR?

Vasi olacak kimsenin TMK m. 413/I uyarınca; ergin ve vesayet işlerini görmeye ehil olması gerekir. Bununla birlikte vasi olacak kimsede, vesayete engel sebeplerden birinin bulunmaması gerekir. Vasi atanacak kişinin, kısıtlanacak olan kimsenin mallarını idare edecek, onun bakım ve korunmasını sağlayabilecek güç ve yetenekte olması gerekir. “Kısıtlılar, kamu hizmetinden yasaklılar veya haysiyetsiz hayat sürenler, menfaati kendisine vasi atanacak kişinin menfaati ile önemli ölçüde çatışanlar veya onunla aralarında düşmanlık bulunanlar, ilgili vesayet daireleri ve yargıçları’’ vasi olarak atanamazlar.

 Mahkeme haklı sebepler olmadıkça vesayet altına alınacak kişinin öncelikle eşini veya yakın hısımlarından birini vasi olarak tayin eder. Yerleşim yerinin yakınlığı ve kişisel ilişkiler vasi tayininde göz önünde tutulur. 

VASİLİKTEN KAÇINMA HALLERİ NELERDİR? 

Aşağıdaki kişiler vasiliği kabul etmeyebilirler:

  1. Altmış yaşını doldurmuş olanlar,

2.Bedensel engelleri veya sürekli hastalıkları sebebiyle bu görevi güçlükle yapabilecek olanlar,

  1. Dörtten çok çocuğun velisi olanlar,
  2. Üzerinde vasilik görevi olanlar,
  3. Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Bakanlar Kurulu üyeleri, hakimlik ve savcılık mesleği mensupları.

KİMLER VASİ OLAMAZ?

Aşağıdaki kişiler vasi olamazlar:

  1. Kısıtlılar,
  2. Kamu hizmetinden yasaklılar veya haysiyetsiz hayat sürenler,
  3. Menfaati kendisine vasi atanacak kişinin menfaati ile önemli ölçüde çatışanlar veya onunla aralarında düşmanlık bulunanlar,
  4. İlgili vesayet daireleri hakimleri.

VASİLİKTEN KAÇINMA VE VASİLİĞE İTİRAZ NASIL YAPILIR?

Vasiliğe atanan kişi, bu durumun kendisine tebliğinden başlayarak on gün içinde vasilikten kaçınma hakkını kullanabilir.

İlgili olan herkes, vasinin atandığını öğrendiği günden başlayarak on gün içinde atamanın kanuna aykırı olduğunu ileri sürebilir.

Vesayet makamı, vasilikten kaçınma veya itiraz sebebini yerinde görürse yeni bir vasi atar; yerinde görmediği takdirde, bu konudaki görüşü ile birlikte gerekli kararı vermek üzere durumu denetim makamına bildirir.

VESAYET MAKAMINDAN İZİN ALINMASI GEREKEN HALLER NELERDİR?

Vesayet makamından izin alınması gereken belli başlı durumlar vardır. Bu hallerde Sulh Hukuk Mahkemesine başvurularak izin alınması gerekmektedir. Vesayet mahkemesinden izin alınan durumlar şu şekilde sıralanabilir:

Ödünç verme ve alma

Kambiyo taahhüdü altına girme

Yönetim sınırlarını aşan yapı işleri

Taşınmaz alım ve satımı

Vesayet altındaki kişinin bir meslek veya sanatla uğraşması

Çıraklık sözleşmesi yapılması

Borç ödemeden aciz beyanı

Mal rejimi ve miras sözleşmelerine ilişkin düzenlemeler

Vesayet altındaki kişinin yerleşim yerinin değişti

Bizimle İletişime
Geçin

İletişim